10:00 am Ekonomi

Stagflasyona Doğru

Stagflasyon Treni

Dünya ekonomisinin lokomotif ülkeleri ABD, AB, Japonya ve Çin 2023 yılında enflasyonu büyük ölçüde aştılar. Üstelik bunu yaparken büyüme oranından da büyük tavizler vermediler. Bu ekonomilerdeki son verilere baktığımızda enflasyon oranı yüzde 4,1 ve altında seyrederken sadece Euro Bölgesi’nde binde 1’lik bir küçülme var. Büyüme oranı negatife dönen (küçülen) ülke binde 4 ile sadece Almanya. Enflasyon oranı çift haneli olan tek ülke ise Türkiye.

ÜlkeBüyüme OranıEnflasyon OranıBütçe Dengesi/GSYHCari Denge/GSYHFaiz Oranıİşsizlik Oranı
ABD2,93,1-6,3-2,843,7
Japonya1,52,9-5,13,10,65
İngiltere0,33,9-3,9-2,93,92,5
Almanya-0,43,8-2,25,52,23,1
Fransa0,64,1-5-12,77,3
İtalya0,10,5-5,30,73,97,5
Euro Bölgesi0,12,9-3,32,32,26,4
Çin4,9-0,5-3,83,12,45
Hindistan7,65,6-5,9-0,57,22,9
Brezilya24,7-7,5-1,410,77,5
Türkiye5,964,8-4,4-4,423,79
Kaynak: The Economist, January 12 2024. Eurostat web veritabanı.

AB ve ABD mevcut enflasyon oranlarını hala yüksek bulduklarından 2024 yılının ilk altı ayında da faiz oranlarını düşürmeyecek gibi gözüküyor. Makro iktisadi analiz açısından bu ülkelerin ortak oldukları nokta tümünün bütçe açığı vermeleri. Bütçe açığı vermelerine rağmen Brezilya dışında tüm ülkelerde 10 yıl vadeli devlet tahvili reel faiz oranı pozitif. Bu ülkelerin bir başka ortak noktası cari açığın olmaması ya da düşük oranlarda seyretmesi. Bütçe açığının yüksek olmasına rağmen faiz oranlarının ve enflasyon oranın düşük olmaması bütçenin fonksiyonel dağılımının akılcı yapıldığını göstermekte. Bu ülkelerin tümünde işsizlik oranı da yüzde 7,5 ya da altında.

Türkiye bu ülkeler arasında görüntüye bozan ülke konumunda. Bunda üç gösterge başı çekiyor. Enflasyon oranı, faiz oranı ve de cari denge. Türkiye bütçe dengesi açısından dört ülkeye göre daha iyi olmasına rağmen faiz oranının bu kadar yüksek olmasının altında bütçenin kötü yönetilmesi, enflasyon oranı ve politik risklerin yüksek olması yatmakta.

Sanayi Üretimi Düşüyor

Burada dikkat çekmememiz gereken bir başka olgu da Türkiye’nin büyüme oranının da sorunlu olması. Türkiye iç tüketim ağırlıklı büyümekte (İç tüketimi arttıranlar: devlet memurları, özel sektörde kıyak maaş alanlar ve rantiyeler, hesaplamalarıma göre yaklaşık 8,5 milyon kişi). Bundan dolayı uygulanan sıkı para politikası önce üretimi özellikle sanayi üretimini vurmakta. 2023 yılı temmuz ayından itibaren sanayi üretimi istikrarlı bir şekilde düşmekte. Kasım ayında sanayi sektörü altında yer alan dayanıklı ve dayanıksız tüketim malı ve ara mal sektöründeki düşüş iyice belirginleşti.  Dayanıklı tüketim malı sektöründe kasım ayında üretim yüzde 7,3 geriledi. Dayanıksız tüketim malı sektörü üretimi mayıs ayından bu yana düşmekte. Üretim düşerken kıyak maaş alanlar, devlet memurları ve rantiyelerin tüketimi artıyor. Hükümet ve TCMB buna rağmen gelir dağılımını göz önüne almayan maliye ve para politikası izlemeye devam etmekte. Böylece üretim düşerken enflasyon gücünü koruyor. Yani stagflasyon treni gara girmiş durumda.

Emeklileri Döverek Kriz Aşılmaz

Hükümet enflasyonun nedeni olarak en savunmasız ve sessiz kesim olarak gördüğü emeklilere yükleniyor. Emekli maaşlarını kısarak enflasyonu aşacağını sanıyor. Bu çözümlemede sadece siyasetçiler değil, onlara akıl veren iktisatçılar ve bürokratlar da yanılıyorlar. Keşke kafalarını neoklasik iktisadın gösterişli ancak sermaye/servet sahipleri sınıfını koruyan (özellikle büyük sermaye) politikalarına sokmaktan vazgeçip alternatif politikaları da görseler. Elbette bu gerçekleşmeyecek bir dilek. Çünkü onlar günümüzün meşhur kavramı ile yandaş. Ancak şu tespiti de yapalım. Orta sınıf yok olurken eskiden bu sınıfın içinde yer alanlar hükümetin kafasındaki çözümün farkında değiller. Hala bu politikaları yürütenleri seçenek olarak görüyorlar.

Bunun nedeni siyasal bakış açılarının akılcı olmaktan çok inanca dayalı olması. Bu da doğal olarak gerçeklere değil, masallara inanmalarına neden oluyor. Bir örnek verelim: Vatandaş diyor ki ülkenin bu hala gelmesinin nedeni CHP ya da sosyal demokratlar. Bunu söyleyenler cehaletin dayanılmaz hafifliği içinde yok olmaktalar. Yine de biz bu masala ilişkin doğruyu yazalım (üşenmedim hesapladım). CHP’nin iktidarı devrettiği 1950 yılında bu yana (74 yıl) CHP ya da türevi partiler hiç tek başına iktidar olamadılar. Sadece 13 yıl 9 ay koalisyon hükümetlerinin içinde yer aldılar. Yani varsa günahları ancak bu kadar yıla denk gelmekte.

Yazıyı Orhan Hançeroğlu’dan bir alıntı ile bitirelim.

“İnanç bilginin bittiği yerde başlar.”


Okuma Önerisi: Ömer Faruk Çolak, Ekonomide Masallar Gerçekler.


Visited 255 times, 1 visit(s) today

Close