TRT yıllardır sürdürdüğü klasik yayın anlayışına bir farkındalık getirerek Tabii isimli dijital kanal projesine adım attı. Tabii, isminden tutun logosuna kadar inanılmaz derecede eleştirilerek deyim yerindeyse piyasaya beş sıfır geriden başladı. Açıkçası bu platformdan bendenizin de pek bir umudu yoktu. En fazla klasik bir mahallede geçen samimi aile dizileri izleyebileceğimi düşünüyordum. Ancak Tabii –sevinerek söylüyorum- beklediğim gibi vasat bir platform olmadı. Başrolünü Tamer Karadağlı’nın canlandırdığı, Tamer Yiğit ve Demir Karahan gibi usta isimlerin kadrosunda yer aldığı Serhat dizisi ile başlayan Tabii serüvenim, Atatürk ve Enver Paşa’nın Trablusgarp günlerini anlatan Mahsusa dizisiyle devam etti. Saydığım iki diziyi izlerken inanılmaz derecede keyif aldım ve Tabii’nin kütüphanesini cesurca araştırmaya başladım. İşte tam da o sırada #Adalett dizisiyle karşılaştım!
DİZİNİN KONUSU:
Yönetmenliğini Emre Kavuk’un yaptığı Ümit Cihan Canpolat ve Hande Öksüz’ün senaryosunu kaleme aldığı #Adalett, sebebi bilinmeyen bir olay neticesinde canından çok sevdiği kızını kaybeden siber güvenlik uzmanı Selim Mordoğan’ın kolluk ve savcılık araştırmalarında yıllar yılı çözüme kavuşmayan kızının sırlı kayboluş vakasını araştırıp söz konusu olayın faili olma ihtimali bulunan şüphelileri kimsenin ulaşamadığı bir alanda canlı yayın açmak suretiyle adeta bir ağır ceza reisi gibi sorgulaması ve vereceği hükme oy verme marifetiyle tüm izleyenleri ortak etmesini konu alıyor.
DİZİNİN ARTILARI:
- Dizinin konusu oldukça özgün. Bir adam var ve adaleti sonuna kadar kovalıyor! Ceza hukuku da aslında böyle bir disiplindir. Maddi gerçek ortaya çıkana kadar yargılama devam eder. İdeal bir ceza hukuku yargılamasında yüzde 99’luk şüphe kişinin cezalandırılmasına yetmez, yüzde 100 gerekir. Çünkü kişinin lekelenmeme hakkı vardır. Ve masumiyet karinesi gereği şüpheden sanık yararlanır! Şüpheli masum da olabilir… Masum birinin şüpheler giderilmeden özgürlüğünün kısıtlanması pek tabii ki adalet değildir. Etkin yürütülmeyen soruşturmalara ve sağlıklı neticelendirilmeyen kovuşturma aşamalarına güzel bir yergi olmuş #Adalett dizisi.
- Yapımın kadrosunda bilinen oyuncu hemen hemen yok! Bence bu çok önemli bir artı. Hemen hemen her eserde gördüğümüz isimlerin bu dizide olmamasına seviniyorum. Yeni yüzler, yeni sesler ve yeni kalemler! Dinamizm ve nevi şahsına münhasırlık işte bu efendim!
- Dizi, izleyicilerine “hak güçlünün değil, hak haklınındır” düsturunu her saniye hissettiriyor. Yapım, zayıfın sesinin ancak güçlünün konfor alanı bozulduğunda duyulabildiğini inanılmaz derecede sanatsal bir dille izleyicilerine aktarıyor.
- Işıklar ve çekim yapılan mekanlar muazzam keyif verici. Kasvet, yağmur ve İstanbul sokakları bir ressam titizliğiyle aksettirilmiş.
DİZİNİN EKSİLERİ
- #Adalett dizisinde henüz bir yargı mensubunun görülmemesi! Sadece kolluk var… Bilgisine başvurulan ne bir savcı ne de bir avukat görebiliyoruz. Polis arıyor, suçlu kaçıyor mantığıyla ilerleyen dizi, kalibresi çok daha yüksek beyin yakan sahnelerle donatılmış bir seviyeye maalesef ki erişememiş.
- Selim Mordoğan karakterinin ihkak-ı hak yani mahkeme kararı olmadan bizzat hakkını alma ülküsü diziyi haklıyken haksız bir çizgiye meylettiriyor. Selim Mordoğan’ın “ben yıllarca size söyledim, siz bulmadınız, şimdi ben buldum” demesiyle “oylama sonucu seçilen faili öldüreceğim” demesi büyük bir tezat oluşturuyor. Yüzde 100 hakikati arayan birisinin masum olma ihtimali bulunan bir insanı öldürerek telafisi mümkün olmayan bir ceza yargılaması yapmasını büyük bir çelişki olarak görüyorum.
- Dizinin akılda kalıcı bir jenerik müziği olmasına rağmen genel anlamda müzikten yoksun olması bende olumsuz etki uyandırdı. Günümüzde müzik eskisi kadar yapımlarda kullanılmıyor. Bu durumdan oldukça memnun olan kişiler de var. Fakat ben o tarafta değilim.
- Yapımda maalesef klişeler de mevcut! Emniyet müdürü, sermaye sahipleriyle arası iyi bir emir kulu, başkomiser teknolojiden ve akademik bilgiden uzak maço bir karakter, başkomiserin yardımcı elemanı başkomiserin kızıyla kaçamak sevgili ve emniyetin siber güvenlik uzmanı silik bir klavye delikanlısı… Türk polisiye dizilerinde bu saydıklarım olmazsa olmaz!
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.
“Kızılelma: Bir Fetih Öyküsü” dizisini de tavsiye ederim