Cem Yılmaz geçtiğimiz aylarda bir gösterisi sırasında Kaya’nın programını ve oradaki konuşma tarzını taklit etmişti. Hasan Can Kaya ise Cem Yılmaz’ın kendisini tiye almasını, “Oyuna benim yerime veteran komedyenlerden Cem Yılmaz girmiş. İzledim ama olmamış; yine de çabasını takdir ettim” diyerek yanıtlamıştı.
Hasan Can Kaya’nın başarılı formatı Konuşanlar komedi dünyasının duayen isimleri tarafından da sıklıkla eleştirildi ve hatta karikatürize edildi. Komedi dünyasındaki muhtelif isimler, Hasan Can’ın interaktif formatını sahip olduğu büyük doğaçlama yeteneğini ve hazırcevaplığını yok sayarak Konuşanlar formatını seyirciye küfretmekten ibaret göstermeye çalıştılar. Oysa Konuşanlar Türkiye’de gösteri dünyası için bir dönemi kapatan ve yeni bir dönemi açan bir programdır. Hasan Can’ın getirdiği yeniliği anlamak için onu Cem Yılmaz ile mukayese etmek gerekir. Çünkü bu mukayesede eski ve yeni daha somut bir hal alacaktır.
Stand-up komediler genellikle önceden yazılmış ve planlanmış metinlere dayanırken Hasan Can Kaya’nın Konuşanlar programı ise doğaçlama üzerine kuruludur. Bu iki farklı komedi tarzının avantajları ve dezavantajları vardır; bunları şu şekilde ele alabiliriz:
Stand-up Komedi: Metne Dayalı Mizah
Stand-up komedi genellikle iyi planlanmış, zamanlaması ve ritmi detaylı olarak ayarlanmış bir performanstır. Metne dayalı olduğu için şakaların yerli yerinde olması, esprilerin doğru zamanda verilmesi sağlanabilir. Bu da komedyenin, seyircinin tepkilerini daha önceden tahmin ederek riskleri minimize etmesini sağlar. Örneğin, Cem Yılmaz’ın gösterileri sıkı bir şekilde düzenlenmiş ve her sahne şakası ince bir şekilde işlenmiştir. Bu da performans kalitesinin tutarlı olmasını sağlıyor.
Diğer yandan, metin üzerinden yapılan mizah, komedyene daha fazla düşünme ve konuya derinlemesine yaklaşma imkânı tanır. Metne dayalı şakalar genellikle toplumsal mesajlar içerebilir. Bu, izleyiciyi sadece güldürmekle kalmaz, aynı zamanda düşündürür. Cem Yılmaz’ın gösterilerindeki gibi, olayların ardında derin bir alt metin olabilir.
Bir diğer yandan, stand-up metinleri, önceden yazıldığı için çok çeşitli konuları kapsayabilir. Komedyen, günlük yaşamdan, politikadan aile ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede konulara değinebilir. Bu çeşitlilik, farklı izleyici gruplarına hitap etme şansını arttırır.
Bununla birlikte, metne dayalı stand-up performansları, belirli bir şablona bağlı kaldığı için spontane ve anlık tepkilere açık olmayabilir. Seyirciyle etkileşim kısıtlıdır ve bu da performansın daha “kurgulanmış” ve “öngörülebilir” hissettirmesine neden olabilir. Eğer belirli bir şaka beklenen reaksiyonu almazsa komedyen gösteriyi bu tepkilere göre hızlıca yönlendirmekte zorlanabilir.
Stand-up şovları tekrar izlenebilirlik açısından bazı sınırlamalara sahiptir. Metne dayalı oldukları için aynı gösteriyi izleyen kişiler şakaları daha önce duymuş olabilir ve bu da sürpriz unsurunu ortadan kaldırır. Seyircilerde şakaların ilk duyulduğundaki etkisi tekrarlanmayabilir.
Hasan Can Kaya’nın Konuşanlar Programı: Doğaçlamaya Dayalı Mizah
Doğaçlama, komedinin en saf ve gerçekçi biçimlerinden biri olarak kabul edilir. Konuşanlar programında Hasan Can Kaya, seyirciyle doğrudan ve anlık etkileşim kurarak spontane şakalar üretiyor. Böylece Hasan Can seyircisinin gösterinin en önemli parçası olmasını sağlamaktadır. Bu sayede izleyiciler kendilerini gösteriye daha bağlı hissederler. Anlık gelişen espriler ve beklenmedik komik anlar gösteriyi izleyen herkes için fresh bir deneyim sunar.
İzleyici Katılımı ve Dinamizm
Kaya, programında seyirciyle etkileşime geçtiği için gösteri her zaman dinamik ve değişken olabiliyor. Başka bir deyişle her performans farklıdır ve bu da izleyici için her hafta farklı bir gösteri izlemek anlamına gelmektedir.
Bununla beraber izleyiciler kendi hikâyelerini paylaştıkları için şovun bir parçası haline gelirler. Hayatın teknoloji ile daha etkileşimli hale geldiği bir çağda artık seyirciyi koltuklarda saatlerce edilgen halde tutmak zorlaşmıştır. Tam da bu anlamda Hasan Can’ın Konuşanlar‘ı formatı dolayısıyla en çağdaş komedi şovlarından biridir.
Mizahın Rahatlatıcı Etkisi
Doğaçlama mizah, katılımcıların kişisel ve bazen utandırıcı hikâyelerini mizah yoluyla paylaşmalarına olanak tanır. Bu da hem paylaşan hem de dinleyen için rahatlatıcı olabilir. İnsanlar, başkalarının hayatındaki komik ve absürt anları duyarak hem eğlenir hem de kendi deneyimlerinin de aslında gülünç ve evrensel olduğunu fark eder.
Bu noktada Hasan Can Kaya’nın Konuşanlar programı psikolojik bağlamda ele alınabilir. Özellikle izleyicilerin yaşadıkları gülünç veya utandırıcı anıları paylaşmaları ve bu anıların üzerine espriler yapılması, topluluk önünde rahatlama sağlayan bir etkileşim biçimi olarak düşünülebilir. Bu format, katılımcıların başlarından geçen olayları mizah yoluyla dışa vurmasına olanak tanıyarak bir tür katarsis, yani duygusal boşalma yaşattığı için psikolojik açıdan bazı terapötik özellikler taşıyabilir. Bu bağlamda Hasan Can’ın Konuşanlar programı bir grup terapisi olarak görülebilir mi?
Grup terapisi, bireylerin paylaşılan deneyimler aracılığıyla duygusal rahatlama bulduğu, sosyal destek sağladığı ve kendilerini ifade etme fırsatı buldukları bir süreçtir. Konuşanlar programında da katılımcılar, toplumun farklı kesimlerinden gelen insanlarla birlikte, genellikle sosyal olarak “ayıp” veya “utanç verici” kabul edilen anılarını paylaşıyorlar. Bu paylaşım, bireysel düzeyde bir rahatlama yaratabilir çünkü insanlar kendi hatalarının veya eksikliklerinin diğer insanlar tarafından kabul edildiğini ve paylaşıldığını görerek yalnız olmadıklarını hissederler. Ayrıca, topluluk önünde yaşanan bu paylaşımlar, utanç veya suçluluk duygularını hafifletebilir çünkü komik bir olay olarak ele alınan bir deneyim, olayın stres yükünü azaltır. Bu noktada, Konuşanlar programı bir grup terapisi olarak ele alınabilir; insanlar gülerek, başkalarıyla empati kurarak ve hikâyelerini paylaşarak duygusal rahatlama yaşıyorlar.
Diğer yandan Konuşanlar programı da kendi içinde negatif yönler ve riskler barındırmaktadır. Öncelikle doğaçlama her zaman risk taşır. Anlık şakalar, her zaman beklenen etkiyi yaratmayabilir ve seyircinin tepkisi tahmin edilemezdir. Eğer bir şaka ya da diyalog iyi sonuç vermezse, bu durumda komedyen zor bir durumda kalabilir. Doğaçlama, metin gibi planlı olmadığı için bazen kalitesiz ya da sıradan mizah anları doğurabilir.
Doğaçlama genellikle anlık esprilere ve reaksiyonlara dayandığı için sunucu derin anlamlı veya düşünsel mizah yapamayabilir. Hasan Can Kaya’nın şovları, Cem Yılmaz’ın stand-up’ına kıyasla daha yüzeysel kalabilir çünkü doğaçlama mizah, derin sosyal analizler yapmaktan çok izleyiciyi güldürmeye odaklanır.
Doğaçlama mizahı sürekli aynı düzeyde sunmak zor olabilir. Çünkü gösterinin kalitesi ve komikliği, büyük ölçüde seyirciyle kurulan etkileşimin başarısına bağlıdır. Eğer katılım zayıf olursa, programın genel kalitesi de düşebilir.
Stand-up komedi ve doğaçlama mizah, birbirine zıt fakat birbirini tamamlayan iki farklı yaklaşımı temsil eder. Metne dayalı stand-up, daha kontrollü, düşünsel ve derinlikli olabilirken doğaçlama mizahsa spontane, dinamik ve seyirciyle daha doğrudan etkileşimli bir yapıya sahiptir. Ancak Hasan Can Kaya’nın Konuşanlar programı, katılımcıların gülünç ve bazen utandırıcı anılarını paylaşıp hem kendilerinin hem de başkalarının bu olaylara gülmesiyle bir tür grup terapisi işlevi görebilir. İnsanlar gülerek geçmiş travmatik ya da utandırıcı olayların duygusal yükünü hafifletebilirler. Gülmenin fiziksel ve psikolojik faydaları göz önünde bulundurulduğunda, Konuşanlar’da anlatılan hikâyeler ve bu hikâyelerin mizah yoluyla yeniden ele alınması, katılımcılar ve izleyiciler için rahatlatıcı, stres azaltıcı bir etki yaratabilir. Bu açıdan program, yaşamın streslerinden arınmak ve kolektif bir gülme deneyimi yaşamak isteyenler için bir tür “mizah terapisi” olarak görülebilir. Ayrıca formatın seyircilere katılım imkânı sunması onu yeni nesil bir gösteri olarak öne çıkarmaktadır. Hasan Can’ın mizah tarzı, senaryo yazabilme ve doğaçlama yeteneği, Konuşanlar‘ı belki de evrensel düzeyde komedyenler tarafından imrenilecek bir programa dönüştürmektedir.
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.
** Bu yazıya şu şekilde atıf verebilirsiniz:
Muhammet Ali Yunus, “Mizahın Evrimi: Cem Yılmaz VS Hasan Can Kaya” https://www.fikirtepemedya.com/muhammet-ali-yunus/mizahin-evrimi-cem-yilmaz-vs-hasan-can-kaya/ (Yayın Tarihi: 16 Ekim 2024).
***Bu yazıyı PDF olarak indirebilirsiniz: