Sevgili Fikirtepe okurları, hepinize merhabalar. Bundan sonra Fikirtepe platformunda genelde kültür-sanat, özelde ise Türk sineması araştırma yazılarımla sizlerle olacağım. Fikirtepe’nin hem okurlara hem de yazarlara gelişim sağlaması temennisiyle…
Yeşilçam
Yeşilçam 1960’lardan 1990’lara kadar uzanan ismini “Yeşilçam Sokağı”ndan alan büyülü bir dönemi ifade etmektedir. Söz konusu yıllar arasında birçok furya Yeşilçam’da yerini bulmuştur. Melodram, Anadolu Western, Avantür, Arabesk, Çocuk, Çizgi Roman furyaları dönem dönem Yeşilçam’da baskın hale gelmiştir. Bu açıdan Yeşilçam’ı zengin, özgür ve yenilikçi bir sinema dönemi olarak tanımlayabiliriz.
Her fani dönem gibi pek tabii Yeşilçam da vakti geldiğinde ömrünü tamamlamıştır. Açılan sinema okulları, alaylı isimlerin mekteplilerle yaşadığı uyum sorunları Yeşilçam’ın son yıllarını çekilmez hale getirmiştir. Değişen ve globalleşen dünya koşullarına uyum sağlayamayan Yeşilçam için 90’lı yıllar tükenişi ifade etmektedir. Bu tükenişin birçok sebebi vardır: özel televizyonların her eve girmesi, yabancı filmlerin sinema salonlarını ambargo edecek kadar ülke pazarına dahil edilmesi, VHS yöntemiyle evlerde de filmlerin izlenilmesi, astronomik üretim yapan Yeşilçam’ı beyaz perdede üretim kısırlığına mahkum etmiştir. Aslında burada iğnelenmesi gereken bir taraf da pek tabii Yeşilçamlılardır. Sinemadan kazandıkları parayı sinema sektörünün dışına yatıran yapımcılar, yukarıda saydığım sebeplere iştirak etmek suretiyle efsane bir dönemi kendi elleriyle sonlandırmıştır diyebiliriz.
Türk sinemasının 80’lerin ikinci yarısında başlayan ölü dönemi sonlandıran kahramanımız ise Yavuz Turgul’dur. Turgul, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ile Yeşilçam’ın cenaze namazını kıldıran ve Eşkıya ile Yeni Türk Sinemasını huzurlarımıza seren nadide bir yönetmendir.
Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)
Uzun yıllar Ertem Eğilmez’in ocağında pişen Yavuz Turgul, Erler Film-Arzu Film ortak yapımı olan Arabesk filminde samimiyet kurduğu Erler Film’in sahibi Türker İnanoğlu’nun yanına bir senaryoyla uğrar. Türker İnanoğlu, Yavuz Turgul’un kalemini ve yönetmenliğini aşırı derecede beğenen bir isimdir. “Türk sinemasında kıskandığım iki film vardır: Biri Züğürt Ağa, diğeri de Muhsin Bey.” sözleri İnanoğlu’nun Yavuz Turgul’a bakış açısını gösterir niteliktedir.[1]
Yavuz Turgul’un yanında getirdiği senaryo, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni’dir. Bay Sinema Türker İnanoğlu, senaryoyu çok beğenir ve Erler Film’in yapımcılığında zengin bir oyuncu kadrosuyla filmin çekimlerine başlanır.
Film, değişen dünya şartlarına uyum sağlamayan, eski alışkanlıklarından kopamayan ancak modern sinema yapma aşkıyla yanıp tutuşan hayalperest bir yönetmenin hikayesidir. Yönetmenimizin ismi de kendisi gibi nostaljiktir: Haşmet Asilkan. Haşmet Asilkan bir döneme damgasını vuran aşk filmlerinin unutulmaz yönetmedir. Ama artık klasik Yeşilçam bitmiştir, o artık banaldir. Beyaz perdeye yeni bir sinema dili, yeni sinema yüzleri ve orijinal konular gerekmektedir. Asilkan işte bunun mücadelesini verecektir. Film boyunca geleneksel bir ruhun ham alafrangalaşma gayretlerini görürüz. Sakallı Celal’in “Doğu’ya giden geminin Batı’ya koşan tayfalarız.” sözü tam da Haşmet Asilkan için söylenmiştir anlayacağınız.
Filmin Artıları
1) Yavuz Turgul sinemasının vazgeçilmez ismi olan Şener Şen’in Haşmet Asilkan rolüyle arzıendam etmesi. Şener Şen filmografisinin bana göre en kıymetli filmidir.
2) Birçok kült tv dizisinde başrol oynayan Oktay Kaynarca’nın ilk filmi olması ve komedi kabiliyetinin geniş halk kitlelerine sunulması.
3) Sami Hazinses, Cevat Kurtuluş, Nubar Terziyan, Kostarika Ahmet gibi birçok Yeşilçam emekçisinin filmde yer alıyor olması. Hazinses ve Kurtuluş’un tabut taşıma sahnesi ve Nubar Terziyan’ın cenazedeki dua sahnesi filme yıldız atılacak kadar renk katmış diyebiliriz.
4) Yeşilçam’ın cenaze töreninin Yeşilçam’a yaraşır bir saygı ve bütçeyle Erler Film yapımcılığında çekilmesi.
5) Şahsi kanaatime göre en iyi Türk filmlerinden birisi olan Gölge Oyunu filminin çekilmesine sebebiyet vermesi. Yavuz Turgul ve Türker İnanoğlu uyumu bu filmde sağlanmasaydı Gölge Oyunu gibi bir sanat eseri belki de çıkmayacaktı.
Filmin Eksisi
Şener Şen ve Oktay Kaynarca’ya eşlik eden kadın oyuncunun Pıtırcık Akerman olması. Akerman’ın filme yakışan düzeyde bir performans gösterdiğini düşünmüyorum.
Tatlı Detaylar
1) Filmin, bir başka Erler Film yapımı olan başrollerini Tarık Tarcan ve Gülşen Bubikoğlu’nun paylaştığı Suçlu filmini ve dolayısıyla yönetmeni Osman F. Seden’i tiye alması. Birçok sinema araştırmacısı, Haşmet Asilkan karakterinin başka yönetmenler olduğunu iddia etse de Yavuz Turgul’un nakış gibi işlediği, değişim için çabalayan fakat değişemeyen yönetmenin Osman F. Seden olduğunu düşünüyorum.
Şöyle ki:
- 1989 yılında çekilen “Suçlu” filminin konusu; polis tarafından aranan bir marjinal ile bir kadının aşkı. 1990 yılında çekilen “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” de öyle.
- Suçlu filminin başrol erkek oyuncusu Tarık Tarcan. Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filminde Haşmet Asilkan’ın çektiği filmde, başrol oyuncusu olan, Oktay Kaynarca’nın canlandırdığı karakterin de ismi Tarcan.
- Osman F. Seden vefat ettiğinde yayınlanan gazete haberlerinde de “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni” ibaresi yer alıyor. Başka bir şey saymaya gerek kaldı mı?
2) Cem Yılmaz’ın Pek Yakında filmiyle Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filmine selam çakması. Pek Yakında’ya remake film diyemeyiz fakat yüzde yüz Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filmine duyulan hayranlıkla çekilmiş bir eser olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Malumunuz Cem Yılmaz, filmlerinde saklanmış detaylar vermeyi sever. Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni filminin efsane afişini Pek Yakında’da kısa bir sahnede duvarı asılı görürüz.
- Acısıyla Tatlısıyla Yeşilçam Yeşilçam Anıları / Türvak Yayınları/Türker İnanoğlu
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.