Lütfü Savaş, CHP’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edildi. Bu hazin son hem belediye başkan adaylarını belirleme sürecindeki usul eksikliği hem de şu an değişimcilerin kontrolünde olan CHP Genel Merkezinin siyasal gücünün sınırları bakımından oldukça önemlidir.
Özgür Özel liderliği kurultayı yerel seçimler nedeniyle kazandı. Partide anlamlı bir yenilenme olmazsa seçmenin sandığa gitmeyeceğine yönelik haklı eleştiri değişimci ekibin en büyük argümanıydı. Yeni dönemde partinin parti içi hukuk ve demokrasiyi işleteceği ise en önemli vaatti. Kurultayın kazanılmasından sonra ortaya konan performans ise değişim ekibinin varoluş gerekçesi ve onu umut hale getiren söylemiyle taban tabana zıt bir içerikte gelişti.
Aylardan beri, neredeyse her Parti Meclisi toplantısından sonra CHP aday listeleri tartışıldı. Listeye alınanlar ve üstü çizilenler bakımından kaotik bir durum var ortada. Bu sürecin daha az hasarla, iç asabiyeyi koruyarak kotarılması mümkün müydü? Belki de yönetimde kim olursa olsun mevcut parti içi gerilim düzeyi genel merkezi her durumda zorlayacaktı. İşte ön seçim gibi mekanizmalar biraz da bu yüzden var. Belediye başkan adaylarını belirleme kararı üyelere bırakılsaydı kurultaydan beri geçen sürede daha az parti içi tartışma olacak, yarışma nedeniyle çekişme olsa dahi adaylar ön seçimi kaybettikleri için örgüt kararına saygı duyacaklardı. Ama bugün itibarıyla ne yazık ki öyle bir tablo yok. Ne anket ne yapay zeka ön seçimin yerini tutuyor.
Lütfü Savaş meselesi ise genel merkezin en çok zorlandığı ve ihtimal ki en başarısız olduğu süreç oldu. Hatay zaten depremden beri ciddi ölçüde tartışılıyordu. Ama Özel yönetimi yine de Savaş’ı aday gösterdi. Gerekçe yüksek oy potansiyeliydi. Ancak anma programında mevcut belediye başkanının protesto edilmesi işin rengini değiştirdi. Savaş’a karşı mesafeli bir tutum takınıldı. Alternatif isimler üzerinde duruldu. Bazı popüler isimlere adaylık teklifi yapıldığı bilgileri sızdı ortaya. Tüm bu çabalar sonuçsuz kaldı. Genel Merkez son bir gayretle anlaşmalı bir süreci denedi. Eskişehir’de bir benzeri yaşandığı üzere mevcut başkanın önerdiği ismin adaylığı yeterli görüldü Özel liderliği tarafından. Ancak Lütfü Savaş’ın gerekirse bağımsız aday olarak seçime girme sinyali her şeyi başa aldı. Gelinen nokta bir sürecin veya krizin ne kadar kötü yönetilebileceği noktasında ders niteliğindedir. Psikolojide sonralık etkisi diye bir durum var. İnsan en sonda yaşadığı şeyi en çok hatırlar. Hatay seçimleri bakımından ise seçmenin ve muhalif kamuoyunun aklında kalan son resim, Özgür Özel’in gücünün Lütfi Savaş’a yetmediği bir sorunlu aday belirleme sürecidir. Genel Merkezi zayıf gösterdi bu son. Ayrıca belediye başkanlarının başlarında bulundukları illerde derebeyi gibi davrandıklarına yönelik popüler algı hafızalarda bir kez daha yer etti.
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.
