10:02 am Okan Can, Siyaset

NATO Zirvesinde Alınan Kararlar Ukrayna Savaşını Nasıl Etkileyecek?

NATO zirvesi, NATO’nun kuruluşunun yetmiş beşinci yıl dönümünde Washington DC’de düzenlendi. Ukrayna Savaşı, NATO zirvesinin başlıca konusuydu. Tüm üye ülkeler tarafından kabul edilen zirve sonuç bildirgesinde Rusya’nın en büyük ve doğrudan güvenlik tehdidi olduğu kabul edildi. Zirve’de savaşın sürdürülmesine Çin’in materyal sağlamasının ve politik olarak destek vermesinin etkili olduğu belirtildi. 4 Nisan 1949’da kurulan NATO’nun kuruluş amacı Rusya’nın içinde en büyük bileşen olarak yer aldığı SSCB’nin Avrupa’ya yayılmasını engellemekti. Yetmiş beşinci yılında düzenlenen zirvede de Rusya, tekrar başlıca tehdit unsuru haline geldi. 

Zirve’de Ukrayna’nın gelecekte NATO’ya girmesinin geri dönülmez bir yol olduğu fikrinde tüm üye ülkeler uzlaşırken üyeliğin tarihi belirlenmedi. Ukrayna’nın resmî üyeliği için davetin ancak hukuki olarak gerekli koşullar sağlandığında gönderilebileceği dile getirildi. Ukrayna’nın üyeliğinin ertelenmesi NATO üyesi devletlerin rahat bir nefes almasını sağladı. Zira Ukrayna’nın NATO’ya dahil olduğu bir senaryoda, 5. Madde nedeniyle tüm NATO üyesi devletler savaşın tarafı haline gelecekti. Böyle bir durumda Ukrayna Savaşı bir kıta savaşına dönüşebilirdi. Ancak toprakları işgal altında olan bir ülkenin hukuksal olarak NATO’ya katılması mümkün olmadığı için Ukrayna’nın üyeliğinin yakın gelecekte gerçekleşemeyeceği zirvede de teyit edilmiş oldu.

Zirve’de ön plana çıkan diğer bir konu da Ukrayna’ya verilecek olan F-16’lar oldu. ABD dışişleri Bakanı Antony Blinken F-16’ların Hollanda ve Danimarka üzerinden Ukrayna’ya sevkiyatının başlatıldığını ve bu yaz içerisinde kullanıma hazır olacağını belirtti. Böylece Zelenski’nin savaşın başlangıcından beri talep ettiği F-16’ların verilmesine ilk defa olumlu bir yanıt çıkmış oldu. Ayrıca Ukrayna’ya hava savunma sistemi desteğinin yanında Ukrayna ordusunun eğitimine ve gönderilen yardımların koordinasyonu için özel birlik oluşturulmasına da karar verildi. Buna ek olarak ABD, 2025 yılında F-16 savaş uçakları ve 43,3 milyar dolarlık askerî yardım vereceğini de taahhüt etti. NATO Sekreteri Jens Stoltenberg Ukrayna’ya yapılan yardımların bir hayırseverlik meselesi değil, NATO’nun güvenliği meselesi olduğunu belirtti. Ancak alınan kararlar Rusya tarafında son derece olumsuz tepkilere sebep oldu. Örneğin, F-16’larla ilgili alınan karar hakkında Rusya Dışişleri Başkanlığı Sözcüsü Maria Zakharova “Bu Washington’ın savaş çetesinin başını çektiğinin kanıtı1 yorumunda bulundu. Zirvede Ukrayna’ya askerî yardımların gündem olması, çatışmaların devam edeceğine işaret eden başlıca konular arasında yer aldı. Diğer bir konu da Avrupa’ya yerleştirilecek uzun menzilli füzeler başlığıydı. Zirvede ABD 2026 yılı itibarıyla seyir füzelerini periyodik olarak Almanya’ya konuşlandıracağını açıkladı. Avrupa’da bulunanlardan daha uzun menzile sahip SM-6, Tomahawk ve hipersonik seyir füzelerinin konuşlandırılması öngörülüyor. Ayrıca zirvede uzun menzilli füzelerin geliştirilmesi amacını taşıyan bir niyet mektubu Polonya, İtalya, Fransa ve Almanya tarafından imzalandı. Alınan kararlardan anlaşılacağı üzere NATO, savaşın uzayacağı ve çatışma hattının genişleyeceği bir senaryoya göre politikalarını belirlemekte.

Son dönemde savaş, Ukrayna’nın doğusuna yoğunlaşmış vaziyette. Rusya Ukrayna’daki altyapı tesislerine saldırılar düzenleyerek savaşın şiddetini batıdaki şehirlerde de hissettirme stratejisini izliyor. Diğer taraftan Rusya, doğu cephesindeki saldırıları son dönemde daha da şiddetlendirdi. Rusya, ekim ayından bu yana yıkıcı etkisi yüksek olan Fab tipi bombalarla saldırı düzenlemeye başladı. Yapılan saldırılarda eskisine göre daha fazla sivil ölümü gerçekleştiği için Rusya’ya uluslararası kamuoyundan tepkiler yükselmeye başladı. AB dışişleri temsilcisi Joseph Borel, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BK yeni dışişleri bakanı Rusya’nın saldırılarında artan sivil ölümlerine tepki gösterdi. Ancak Rusya’nın agresifleşmesinde Ukrayna’nın savaşı Rus topraklarının içine yöneltme çabası etkili oldu. Rusya’nın Ukrayna sınırındaki oblastı olan Belgorod savaş alarmı vermiş durumda. Ukrayna füze ve İHA’larla Rusya’nın ana gelir kaynağı olan petrol ve enerji tesislerini vuruyor. Eğer Batı, Ukrayna’ya daha etkili silahları kullanma yetkisi verirse savaş alanı Rusya’nın içine doğru yayılma potansiyeli taşıyor. Savaş hattının kuzeye doğru genişlemesi, çatışmaların Rusya’nın Başkenti Moskova’ya yakınlaşması anlamına geliyor.  Savaşın başlangıcında Rusya Ukrayna’nın tamamına hâkim olmayı amaçladığı için ülkede büyük tahribat yaratmaktan uzak bir strateji izliyordu. Ancak savaşın Rus topraklarına yayılması söz konusu olursa Ukrayna’nın değerlerini tahrip etmeye başlayabilir. Ukrayna eğer çatışmayı Rusya’nın içine genişletmeye çalışırsa Rusya’dan gelecek olan misillemelere karşı daha fazla Patriot hava savunma sistemine ihtiyaç duyacak.

Diğer taraftan, Ukrayna savaşı uzadıkça Batı kamuoyunda Ukrayna’nın Rusya’ya direnemeyeceği algısı hâkim olmaya başladı. Ancak NATO zirvesinden anlaşılacağı üzere Batı, Ukrayna’daki savaşı kontrollü bir şekilde zamana yayarak Rusya’yı oyalamayı amaçlıyor. Zira Ukrayna’nın kazandığı bir senaryo, sistem dışına itilen Rusya’nın daha agresif ve öngörülmez bir noktaya sürüklenmesine sebep olabilir. Eğer Rusya, savaşı kazanırsa NATO prestij kaybı yaşar ve Rusya Batı’ya doğru yayılmak için daha fazla cesaret bulabilir. NATO zirvesinde alınan kararlara genel hatlarıyla bakıldığında Ukrayna’da yakın dönemde barışın sağlanması mümkün görünmemekte…


  1.  Planned deliveries of F-16s to Ukraine prove US leads ‘war gang’ — Foreign Ministry”, Tass, 10.07.2024, https://tass.com/politics/1815335 (14.07.2024)
    ↩︎

*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.

** Bu yazı ilk kez 21yyte’de yayımlanmıştır.

Visited 25 times, 1 visit(s) today

Close