Yeniden Refah, yerel seçimlere ittifaksız gireceğini açıkladı. Böylelikle İYİ Parti’yle başlayan sürecin giderek daha fazla parti tarafından kabul gördüğüne tanıklık ediyoruz. Özellikle muhalefetteki çözülme çok belirgin. Geriye ne Millet İttifakı ne de Altılı Masa kaldı. Geçen sene bu vakitler muhalif siyaseti belirleyen hiçbir şey şu an işler durumda değil. Saadet ile Gelecek arasındaki iş birliğini bir kenara bırakırsak tüm muhalefet partileri tüm seçim bölgelerinde kendi adaylarıyla çıkma kararı aldı. Bu arada sadece Millet değil Emek ve Özgürlük İttifakı da çözüldü. Tunceli’de devam eden görüşmeler istisna tutulursa hiçbir yerde iş birliği yok. DEM ile TİP görüşme bile yapmadı. Muhalefetteki bu dağınıklığa karşı iktidar bloku ana gövdesini korudu. AKP-MHP iş birliği devam ediyor. O bloktaki tek bilinmez mesele Yeniden Refah’ın durumuydu. AKP ile yapılan pazarlıklar anlaşmazlıkla sonuçlanınca Erbakan liderliğindeki parti kendi yolunu kendi çizmeye karar verdi.
Önce AKP’nin genel seçimlerden farklı olarak Yeniden Refah’la anlaşmaya neden istekli olmadığı meselesine açıklık getirelim. Sorunun yanıtı önemli ölçüde ilk paragrafta gizli. Muhalefet dağıldı. İktidarla muhalefet arasındaki yarış kıl payı değil artık. Yeniden Refah’ın desteği olmaksızın da pek çok ilde seçim kazanılabilir. Yeniden Refah’ın seçim sonuçlarına etki edebileceği, yarışın başa baş geçeceğini umduğumuz ve iktidarın çok istediği İstanbul bakımından hala bir hararet var. Ama orada da DEM’in kararı iktidar blokunu çok rahatlattı. İYİ Parti’nin yanı sıra DEM de aday çıkaracak. Kürt seçmen için İmamoğlu zorunlu bir tercih değil. Bu durum Yeniden Refah’a olan ihtiyacı azaltacaktır.
Tabii Yeniden Refah meselesi İstanbul seçimlerine indirgenemeyecek kadar önemli. Çünkü bu parti, AKP karşıtı sağ siyasette önemli bir güce dönüşmüş durumda. Saadet, Gelecek ve DEVA gibi partiler kitleselleşme sorunu yaşıyor. Güçlü kadrolara sahip olsalar da halkın yönelimi sınırlı bu hareketlere. Ama Yeniden Refah öyle değil. AKP’nin politik tercihlerinden, özellikle de ekonomi politikalarından şikayetçi olan muhafazakar kesimler için tek ciddi alternatif Erbakan liderliğindeki yeni refah çizgisi. Bu aralar bir parasal sıkılaşma modeli devrede. Piyasada yeterince kaynak yok. KOBİ’ler ve esnaf sıkıntılı. Ayrıca özellikle asgari ücretli kesim ve emekliler enflasyon karşısında geçim sorunu yaşıyor. Yeniden Refah Anadolu’ya ve büyük kentlerin varoşlarına popülist bir söylemle yaklaşıyor. Geniş kitleler muhafazakar-İslamcı çizgiyi terk etmeden hükümete alternatif aramakta. İşte Yeniden Refah o fırsatı vermekte seçmenlere. Ayrıca yerel seçimlere özgü dinamikler de var işin içinde. AKP’nin epey sayıda ili MHP’ye terk etmesi bazı seçim bölgelerinde siyasal boşluğa yol açıyor. Yeniden Refah’ın siyasal enerjisinin bir kısmı bu bahsi geçen çatlaktan geliyor.
Ezcümle, tıpkı Zafer Partisi örneğinde olduğu üzere Yeniden Refah hem muhalefet hem de iktidar için müesses nizamın sınırlarını zorluyor. Zafer Partisi milliyetçi popülizmle halka yaklaşırken Erbakan’ın hareketi İslamcı popülizmi kullanmakta. Bu nedenle AKP onunla ittifak yapsa da yapmasa da Yeniden Refah’ta kitleleri kendini bağlama noktasında ciddi bir potansiyel var.
*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.