10:49 am Tarih

TURCOS: 1. Dünya Savaşı’nda Fransız Ordusunun Türk Askerleri

“The famous Turco troops from French colonies, notable for their fierce fighting qualities, were available from the start of the war and rendered very valuable service.”[1]

Yazıya başlangıç olarak aldığım bu ifadeyi, “Şiddetli savaş yetenekleriyle dikkat çeken Fransız kolonilerinin ünlü Turco birlikleri, savaşın başından beri hazırdı ve çok değerli hizmetlerde bulundular.” şeklinde Türkçe’ye çevirebiliriz. Peki, kim bu askerler?

Turkos ya da Turcos… Bilindiği üzere Latin kökenli Avrupa dillerinde Türkler anlamına geliyor. Bununla birlikte Fransa’nın Cezayir’i işgal ve ilhakı ile birlikte anlam değişikliğine de uğradığını görüyoruz. Fransızlar, Cezayir bölgesinde yaşayan Türklerden ve Osmanlı döneminde Müslümanlaşan leventlerin torunlarından oluşturdukları birliklere bu ad verilmiştir.

Bilindiği üzere Cezayir’in Osmanlı yönetime girmesinden sonra, bu bölge Türk denizcilerin ve leventlerin Akdeniz’deki en önemli bölgelerinden biri oldu. Özellikle Barbaros Hızır Hayreddin Paşa ile birlikte sahip oldukları özerk yönetim ile önemli bir Türk nüfusun yaşadığı bir bölge haline dönüştü. Dayılık sistemi ile yönetilen bu bölge, ünlü Türk korsanlarının da toplanma merkeziydi. Öyle ki 19. yüzyılın başlarında küçük bir Amerikan filosuyla çatışma yaşandığı bilinir.

Dayılık sisteminin etkisiyle, levent ya da korsan olmak için bölgeye gelen kimi Avrupalı denizcilerin de Türk diye adlandırıldığını biliyoruz. Hatta ünlü Karayip Korsanları filmine ilham verdiği söylenen İngiliz korsan John Ward’ın, Tunus’a gelip Müslüman olduktan sonra Yusuf Reis adını aldığı ve Türk olduğu söylenmiştir.[2]

Bu noktada ortaya koymalıyız ki Cezayirli yerli Berberî ya da Arap Müslümanlar ile Türklerin ayrı bir biçimde ele alındığını görüyoruz. Korsanlık ya da leventlikle uğraşıp sonradan Müslüman olan denizcilerin tümüne Türk denirken aynı bölgedeki Berberî ve Arap Müslümanlar için Türk nitelemesi yapılmamaktadır. Nitekim, yazıma başlangıç olarak seçtiğim sözün yer aldığı The War Of The Nation adlı eserde Arap kıyafetlerini giyen Cezayirli savaşçılar için “Algerian cavalry”[3] yani Cezayirli süvariler ifadesi kullanılmaktadır. Dolayısıyla açık bir şekilde söyleyebiliriz ki Turkos ya da Turcos ifadesi, hem ırka hem sınıfa dayalı bir kavramı karşılamaktadır.

Bilindiği üzere Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Fransa, bütün sömürgelerine çağrı yaptı ve asker toplamalarını emretti. Cezayir bölgesi de, doğal olarak, bu çağrının ulaştığı bölgelerden biri oldu. Savaş boyunca 173 bin Müslüman Cezayirli savaşa katıldı. 25 bin Müslüman Cezayirli de Fransa için savaşırken hayatını kaybetti. Bunların dışında da 1916 yılında Savaş Bakanlığı bünyesinde kurulan “Sömürge İşçileri Birimi” kapsamında 42.378 kişi de silah fabrikalarında çalıştırıldı.[4] Elbette bu sayılar içinde Turcosbirliklerinin ne kadar yer kapladığını bilmemiz çok zor. Bununla birlikte çok sayıda Turcos’un esir düştüğünü Alman kayıtlarından biliyoruz. Almanların Wetzlar şehrinde kurdukları esir kampında yer alan askerlerin video kaydı oldukça önemlidir.[5]

Bu arada Almanya ve Osmanlı Devleti’nin Cezayirli Müslümanlara yönelik yürüttükleri propagandanın da etkili olduğunu söylemek gerekir. Lieutenant El Hadj Abdallah (Teğmen El Hac Abdullah) imzalı Fransızca yazılan bir bildiride Cezayirli Müslüman Arap ve Türklerin millî ve dinî duygularına hitap edilmektedir ve şu ifadelere yer verilmektedir:[6]

            “Les Turcos et Spahis a la Turquie!

            L’Afrique du Nord a l’Independance musulmane!”

“Türklerin ve Sipahilerin Türkiyesi var. Kuzey Afrika Müslümanları bağımsızdır” şeklinde çevrilebilecek bu propaganda metni oldukça ilginçtir. Üstelik aynı arşiv kodunun yer aldığı bölümde, “Cezayirli Müslümanların Geleceği Hakkında Perspektifler” başlığıyla Almanya İmparatoru 2. Wilhelm adına yapılan bir konuşma metni de yer almaktadır. Ancak o da bunun gibi bir propaganda metni özelliği taşımaktadır.

Turcos birliklerinin savaştığı alanlara baktığımızda, Fransa sınırında yer alan bir Belçika şehri Ypres’te savaştıklarını görmekteyiz. İkinci Ypres Muharebesi olarak bilinen bu savaşta, General Putz komutasında Almanlara karşı savaşan 45. Cezayir Tümeni’nin parçası olarak yer aldılar. Fransız, İngiliz ve Amerikan kaynaklarında cesaretleriyle övülen bu birliklerin Almanların kullandığı yoğun zehirli gazlara maruz bırakıldığı bilinmektedir.[7] Kanadalı ve Fransız birliklerle birlikte çarpışan Turcos birliklerinin, daha ileride yer aldıkları için diğer müttefiklerine göre daha fazla etkilendiği görülmektedir. Gazın etkisiyle çok kayıp veren birlikleri, Kanadalılar durdurmaya çalışmış ancak aşırı derecede gaza maruz kalan Turcos birliklerinin geri çekilişini engellemek mümkün olmamıştır.

1. Dünya Savaşı’nın bitmesi ve Anadolu’nun işgali süreci ile birlikte Fransızların Anadolu’ya getirdikleri Cezayirli Müslüman askerlerin Türk tarafına geçmeleri de önemli ve üzerinde durulması gereken bir noktadır. Gerek Güney Cephesi’ndeki işgal bölgelerinde[8] gerek Zonguldak[9] gibi bölgelerde Fransız ordusunda görev yapan birçok Cezayirli Müslüman’ın Türk tarafına geçip Türk ordusuna katıldığı bilinmektedir. Ancak tabii olarak, bunların ne kadarı Turcoslardandır, bilemeyiz. Bununla birlikte 10 Kasım 1919 tarihli bir kayıtta Fransızların İskenderun ve Mersin çevresine sekiz tabur Cezayir askeri çıkarttığı belirtilmektedir.[10]

Ayrıca Maraş’ta da 40 civarında Cezayirli askerin bulunduğu biliniyor. Önemli bir kısmının taraf değiştirdiği bu askerlerin çoğunun konuşarak ikna edilmiş olmasına bakarak Türk kökenli olduğunu, yani Turcoslara mensup olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bunlardan biri olan 45. Fransız Fırkası’nın 1. Alayının 5. Taburundan Mülazım-ı Sani (Teğmen) Ömer oğlu Mehmed Efendi’nin bir makineli tüfek, yirmi beş tüfek ve on beş askeriyle birlikte Türk ordusunun tarafına geçmesinden ötürü, kendisine Türk vatandaşlığının verilmesine 15 Ocak 1922 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında karar verilmiştir.[11] Bu arada 2. Ypres Muharebesi’nde Turcosların görev yaptığı birliğin 45. Cezayir Tümeni adını taşımasıyla Teğmen Ömer oğlu Mehmed’in bağlı bulunduğu birliğin 45. Fransız Fırkası arasın bir bağlantı olup olmadığını ise şimdilik bilmemiz imkansız.

*

Cezayir bölgesinin Türk kökenli olan ya da Türklerle birlikte yaşadığı için Türk adını almayı seçen bu savaşçıları için maalesef Türkiye’de doğru dürüst bir çalışmanın olmaması, çok üzüntü verici bir durum. Elbette, Türklerin karşı cephesinde savaşmak zorunda kaldıkları için unutulmaya terk etmiş olabiliriz. Ancak kaybettiğimiz topraklarda kalan bu insanlarımızı bilmek ve yaşadıklarını anlamaya çalışmak zorundayız.


[1]     The Mid-Week Pictorial (compiled), The War Of The Nations, 1914-1919, Portfolio in Rotogravure Etchings, s.117, Published by The New York Times Co., New York City, 1919

[2]     Şenlen Güvenç, Sıla, “A Foe to All Christians”: The Notorious English Corsair Captain and Ottoman Reis John Ward in Early Seventeenth Century English Literature, “Tüm Hıristiyanların Düşmanı”: Erken Dönem 17. Yüzyıl İngiliz Edebiyatında İngiliz Korsan Kaptan ve Osmanlı Reisi John Ward, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, y.17, s.29, ss.35-54, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020

[3]     The Mid-Week Pictorial (compiled), a.g.e., s.112

[4]     Sönmez, Şinasi, “Atatürk’ün Cezayir Milliyetçiliği Oluşumuna Etkileri”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, y.2, s.4, ss.84, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 2006

[5]     Kriegsgefangene Franzosen IV – Kriegsgefangene Turkos in Wetzlar https://www.filmportal.de/node/1227674/video/1667119 (Erişim tarihi: 12.11.2023)

[6]     COA, HR.SYS., 2416-16, M.09-12-1915

[7]     Mumby, Frank A. (ed.), The Great World War, Volume III, s.189-190, The Gresham Publishing Co., London

[8]     Sönmez Şinasi, Cezayir Bağımsızlık Hareketi ve Türk Kamuoyu (1954-1962), Doktora Tezi, s.89, Hacettepe Üniversitesi Atatürk ilkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 2007

[9]     Balcı, Mert Yunus, “Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Zonguldak Müdafaası ve Türk Saflarına İltica Eden Müslüman Askerler”, Türk Yurdu Dergisi, y.102, s.309, Mayıs 2013 https://turkyurdu.com.tr/yazar-yazi.php?id=740 (Erişim târihi: 13.11.2023)

[10]   Osmanlı Belgelerinde Ermeni-Fransız İlişkileri II, s. 199, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Nu: 61, Ankara, 2003

[11]   CCA, 30-18-1-1 / KDB (1920-1928), 4-44-1, 1-100


*Yazılar, yazarlarının sorumluluğundadır, Fikirtepe‘nin kurumsal politikasını yansıtmayabilir.

Visited 753 times, 1 visit(s) today

Close